AŞAĞI PINAR KAZI ALANI
Aşağı Pınar Kazı Alanı, Kırklareli'nin güneyinde, Asılbeyli Köyü'nde bulunmaktadır.

TARİHÇESİ
Trakya’nın En Eski Köyü: Aşağı Pınar (MÖ 6400-4800)
Aşağı Pınar Höyüğü, Kırklareli’nin hemen güneyinde, Asılbeyli yolu üzerindedir. 1993 yılında başlayan arkeolojik kazı çalışmaları halen sürmektedir. Trakya’daki en eski çiftçi-köy yerleşimi olan Aşağı Pınar, “Neolitik Devrim” olarak da bilinen, besin üretimine dayalı yaşam biçiminin Anadolu’dan Avrupa’ya nasıl aktarıldığını gösteren en önemli kazı yeridir. Anadolu’da MÖ 10.000 yıllarında başlayan çiftçi yerleşik yaşam, Trakya Bölgesi’ne MÖ 6400 yıllarında ulaşmış ve buradan Avrupa’ya yayılmadan önce bölgenin özgün doğal çevre ortamına bir uyum süreci geçirmiştir. Bu nedenle Aşağı Pınar’da ortaya çıkan kültür, Avrupa uygarlığının başlangıcını temsil etmektedir.
Aşağı Pınar’da MÖ 4800 yıllarına kadar devam eden kesintisiz yerleşimde 9 kültür katı saptanmıştır. Yerleşim ilk olarak alanın kuzeyinde kurulmuştur. MÖ 5600 yıllarına kadar aynı yerde gelişen Neolitik yerleşim, Anadolu etkilerinin belirgin olarak görüldüğü 4 yapı katıyla temsil edilir. Şiddetli bir yangınla tahrip olan yerleşim, daha sonra tepenin büyük bir kısmına yayılarak genişlemiş ve bu süreç içinde Balkanlar’a özgü olan kültürel bir yapılanma ağırlık kazanmıştır.
Aşağı Pınar yerleşiminin tüm süreci boyunca dal örgü ahşap direkli bir mimari görülür. Anadolu’dan kerpiç tuğla ve taş geleneği ile gelen toplulukların, daha sonra tüm Avrupa’ya yayılacak olan ahşap mimariyi bu bölgede geliştirdikleri anlaşılmaktadır.
Mimari ahşap olduğu için Aşağı Pınar’dan günümüze kalan mimari izler, ancak kazı sırasında belgelenebilen ve korunması olanaksız olan kalıntılar şeklindedir. Bu nedenle Avrupa uygarlık tarihinin anlaşılması açısından çok büyük bir öneme sahip olan bu yerleşimi topluma yansıtabilmek için, modelleme şeklinde farklı bir sergileme düzeni yapılmıştır.
Sergilemede Istranca dağlık bölgesinde günümüze kadar gelen ve Aşağı Pınar Neolitik mimarisine benzeyen yapılardan yararlanılmıştır.
Geniş çaplı ve bütüncül bir planlamayla kurgulanan Aşağı Pınar Açık Hava Müzesi, şimdilik üç sergileme biriminden oluşmaktadır.
Sergilemede anlatım panoları ve Aşağı Pınar’ın çeşitli tabakalarını temsil eden farklı yapıların maketlerinin yanı sıra, yangın geçirmiş 6. tabaka Neolitik evi, mankenler, mimari öğeler ve dönemin öğütme, çanak yapımı gibi tanımlı işleriyle canlandırılmıştır.
Aşağı Pınar Buluntu Topluluğu
Aşağı Pınar kazılarında yerleşmenin 1600 yıllık sürecini yansıtan çok zengin buluntular ortaya çıkmış ve bunlar Orta Tuna Havzası ile İç Anadolu Kültürleri arasındaki ilişkinin anlaşılmasını sağlamıştır. Aynı zamanda kazı bulguları sayesinde doğal çevre ortamı ve bölgede o sırada var olan yabanıl yaşam da anlaşılabilmiştir.
Aşağı Pınar’da ortaya çıkan en ilginç yapılardan biri, takı yapımında uzmanlaşmış bir ustanın işliğidir. İşlikteki buluntular, işlenmemiş hammaddeden bitmiş örneklere kadar üretim sürecini, kullanılan aletlerle birlikte yansıtmıştır. İşlikte boncuk yapımında ithal deniz kabuğu, kaya kristali gibi hammaddeler kullanılmıştır.
Aşağı Pınar’da gerek gündelik kullanım kapları, gerekse beğeni eşyası olduğu anlaşılan çok sayıda kap kacak bulunmuştur. Beğeni kapları, biçimsel özellikleri ve üzerlerindeki bezemelerle bir yanda Tuna Havzası’na kadar olan Balkan, öte yanda Ege ve Batı Anadolu etkilerini yansıtmaktadır.
İlk dönemlerin özelliği boya ve bezeme iken, giderek oluk, yiv ve kabartma bezeme daha yaygınlaşmıştır. Kırklareli Müzesi’nde sergilenen kapların bazıları, dönemin en seçkin örnekleridir.
Aşağı Pınar’da bulunan çift gövdeli, üçgen bir yüzü olan kadın biçimindeki kült kabının gövde kısmında kabartma olarak mitolojik bir sahne işlenmiştir.
İnanç sisteminin göstergeleri arasında, törenlerde kullanılan büyük boyutlu kapların özgün örnekleri ile kült masası olarak tanımlanan örnekler çok sayıdadır. Bunların üzerleri genellikle kazıma, oyma ve çizi yöntemiyle bezenmiştir. Bunların yanı sıra insan yüzü ve kadın şeklinde kült kapları da Aşağı Pınar’ın seçkin buluntuları arasındadır.
Aşağı Pınar, döneminin inanç sistemi ile ilgili çok zengin ve çeşitli buluntular vermiştir. Bunların arasında küçük kadın heykelcikleri önemli bir yer tutar. İlk dönemlerde yassı gövdeli olan heykelcikler, daha sonraları silindirik biçim almıştır. Heykelciklerin bilinçli olarak kırılarak kullanıldığı anlaşılmaktadır.
Önemli buluntuların arasında kilden mühür gibi basma kalıpları vardır. Üzerlerindeki bezekler, Orta Anadolu’dan TunaHavzası’na kadar olan kültür bölgesinin ortak özelliklerini yansıtır.
Günlük kullanım eşyaları arasında yüzeyleri sürtülerek parlatılmış taş balta ve keskiler, besin hazırlamayla ilgili araçlar, kemik aletler ve kilden yapılan nesnelere ait çok zengin bir çeşitleme bulunmuştur.
YERİN TANITIMI
Koruma altındadır.
BAĞLANTILAR/LİNKLER/KAYNAKLAR
Kırklareli Kültür ve Turizm Müdürlüğü'nden alınan bilgiler doğrultusunda hazırlanmıştır.